Türkiye’yi sarsan yenidoğan skandalıyla ilgili savcılığın hazırladığı fezlekede, 10 bebeğin ölümüne ilişkin önemli detaylar yer aldı. Fezlekede, 19 hastane ve sağlık hizmeti şirketi “malen sorumlu” olarak belirtilirken, 47 kişi “şüpheli” olarak listelendi. Bin 399 sayfalık iddianamede, suç örgütünün lideri olarak gösterilen doktor Fırat Sarı’nın, örgütün sevk ve idaresini doktor İlker Gönen ile ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir üzerinden yürüttüğü ifade ediliyor.
Yenidoğan çetesine dair hazırlanan iddianamede, şok edici detaylar ortaya çıktı. Çete üyelerinin, hastaların mevcut durumlarını yanlış şekilde evraklara yansıtarak SGK’ya fatura ettikleri belirtildi. Entübe olan hastaları entübe olmayan, entübe olmayan hastaları ise entübe olarak gösterdikleri, kullanılmayan ilaçları ise kullanılmış gibi gösterdikleri ifade edildi. Bu yöntemlerle hastaların sağlık durumlarını olduğundan daha ağır göstererek, daha uzun süre yatış sağlayıp SGK’dan yüksek ücret tahsil ettikleri aktarıldı. Bunun yanı sıra, bazı hasta yakınlarından fazladan ücret alındığı ve şüphelilerin elde ettikleri kârdan pay aldıkları da iddianamede yer aldı. Çetenin, hastaları yalnızca kârlı gördükleri hastanelere yönlendirdiği ve bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesinin değil, maddi kazanç elde edilmesinin amaçlandığı kaydedildi. Ayrıca, iddianamede hemşirelerin kendilerini doktor olarak tanıttığı ve usule aykırı epikriz raporları yazıldığı da vurgulandı.
Yenidoğan çetesi davasında sanıklara yönelik iddianame, suçların büyüklüğünü gözler önüne serdi. Sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen’in, 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve 11 kez ‘resmî belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’e ise ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi’, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve ‘resmî belgede sahtecilik’ suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası isteniyor. İddianamede, diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan farklı oranlarda hapis cezaları talep edildi. Öte yandan, soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E’yi makamında ölümle tehdit eden şahıslar da tutuklanmıştı.