Belediye Başkanı Olsam: Şehre Hizmet Manifestom

Belediye başkanı olmak, sadece bir yöneticilik görevi değil, aynı zamanda şehri yaşayan bir organizma gibi görüp ona özenle rehberlik etme sorumluluğudur.

“Belediye” kelimesi Arapça’da “şehir” anlamına gelirken, “başkan” sözcüğü eski Türkçede “lider” veya “reis” olarak kullanılır. Bu bağlamda, belediye başkanını şehrin lideri, rehberi ve koruyucusu olarak tanımlayabiliriz.

5393 sayılı Belediye Kanunu’nda, belediye “Belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi” olarak tanımlanmıştır. Bu, belediyenin hem fizyolojik hem de sosyal ihtiyaçları karşılama yükümlülüğünü ortaya koyar.Eğer belediye başkanı olsam, şehrin sadece betonarme yapılarından değil, aynı zamanda insanlarının kalplerinden de sorumlu olduğuna inanırım. Bu nedenle, şehrimizi fiziksel olarak güzelleştirmenin yanı sıra, sosyal dokusunu güçlendirmek ve vatandaşlarımızın hayatlarına dokunmak için çaba harcardım.

İşte hayalimdeki belediyeciliğin temel taşları:

1. Şeffaf ve Hızlı Bir Bürokrasi:Bir belediyenin öncelikli görevi, vatandaşın ihtiyaçlarına hızla yanıt vermektir. Fakat çoğu zaman bürokrasi, işleri yavaşlatarak halkı yorar. Ben, belediyede işleyişi hızlandırmak adına bürokratik yükleri azaltır, dijital süreçlere ağırlık vererek başvuruların hızla sonuçlanmasını sağlardım. Böylece vatandaşlar ihtiyaç duydukları hizmetlere daha hızlı erişir, belediyemiz herkes için erişilebilir bir yapıya kavuşurdu.

2. Katılımcı Yönetim:Bir şehrin gerçek sahipleri, orada yaşayan insanlardır. Bu bilinçle, halkın öneri ve taleplerine kulak veren bir yönetim anlayışı benimsardım. Şehrin çeşitli noktalarına yerleştireceğim öneri ve talep kutularıyla halkın her bir sesini toplar, iki haftada bir tüm talepleri değerlendirirdim. Bu sayede, vatandaşların şehrin yönetimine doğrudan katılımını sağlayarak adil ve şeffaf bir yönetim oluştururdum.

3. Çocuk Dostu Şehir Planlaması:Çocuklar, geleceğin en kıymetli hazinesidir. Onların mutluluğu, şehrin huzurunu ve sağlıklı gelişimini yansıtır. Kış aylarında semt pazarının açılmadığı günler kapalı pazar yerlerine portatif oyun alanları kurarak çocukların güvenle oynayabileceği alanlar yaratır, yazın ise ana caddeleri trafiğe kapatarak bisiklet süren, oyun oynayan çocukların dolu olduğu sokaklar oluştururdum. Şehrin her köşesinde çocukların kahkahası yankılansın isterdim.

4. Kamusal Alanları Geri Kazanmak ve Estetik Doku:Kamusal alanlar, şehirde yaşayan herkesin ortak hakkıdır. Özellikle kaldırımlar, yalnızca yaya ulaşımı için değil, şehrin estetik dokusunun korunması için de değerlidir. Kaldırım işgallerine son vererek yayalar için daha rahat bir alan sunardım. Aynı zamanda tabela ve levhalarda standart bir tasarım oluşturur, şehrin her sokağında görsel bir bütünlük sağlamaya özen gösterirdim.

5. Doğaya ve Tarihe Saygı ve Şehrin Köklü Simgeleri:Bir şehrin ruhu, yalnızca yapılarında değil, doğasında da saklıdır. Bu anlayışla, şehrin en eski ve köklü ağaçlarını sembolik bir değer olarak koruma altına alır, onları gelecek kuşaklara bir miras olarak bırakırdım. Gençlere bu ağaçlar aracılığıyla doğayı korumanın önemini anlatır, ayrıca yeni yeşil alanlar oluşturarak insanların doğayla iç içe yaşamalarını teşvik ederdim.

6. Mahalle İhtiyaçlarını Yerinde Gözlemlemek ve Muhtarlarla İşbirliğiHer mahallenin kendine özgü ihtiyaçları ve dinamikleri vardır. Bu nedenle, mahalle muhtarlarıyla düzenli toplantılar yaparak halkın taleplerini doğrudan öğrenirdim. Muhtarların gözlemlerini dikkate alarak mahallelerin sorunlarına hızlı ve yerinde çözümler sunar, şehrin her köşesinde uyumlu bir yaşam ortamı sağlamayı amaçlardım.

7. Şehir Düzeni ve Esenlik İçin Zabıtayla Dayanışma:Zabıta ekipleri, şehrin düzenini ve güvenliğini sağlama konusunda önemli bir görevi üstlenir. Bu bilinçle, zabıta ekipleriyle düzenli olarak bir araya gelir, onların sorunlarını dinleyip çözümler arardım. Esnaf denetimlerine birlikte katılarak halkın ve esnafın taleplerine yerinde yanıt verirdim. Bu sayede, şehrin düzenini ve esenliğini proaktif bir yaklaşımla sağlamaya özen gösterirdim.

8. Kalıcı Bir Etki Bırakmak ve Şehrin Geleceğini DüşünmekBir belediye başkanı olarak, sadece görev sürem boyunca değil, geleceğe miras bırakacak adımlar atmayı hedeflerdim. Şehri ve halkını sevgiyle kucaklayan, onların güvenini kazanmış bir liderin bırakacağı izler kalıcı olur. Bu nedenle, Belediye başkan adaylarının geleceğe yönelik donanımlı ve adil hizmet sunma potansiyeli taşıyan bireyler arasından özenle seçilmesini arzu ediyorum.Sonuç olarak nasıl bir belediye başkanı olurum hayalimi şöyle bitirmek isterim. Bir belediye başkanı olarak, şehri koruyup geliştirirken halkın taleplerini ve doğanın güzelliklerini ön planda tutarak geleceğe taşıma sorumluluğu hissettim. Toplumun katılımını teşvik eden, adil, estetik ve sürdürülebilir bir yönetim anlayışıyla şehri daha yaşanabilir hale getirmek en büyük hedefim olurdu.

Eyüp Sultan